Yeni sözler, yeni söylemler arayan bir dergi değiliz, bizi takip edenler bilir. Sınırları belli, tarifi yapılmış, ancak iç ve dış dünyamıza yansımaları bakımından sonsuz bir alan üzerinden konuşuyoruz. Bu nedenle bu köşede Semerkand’ın asıl işlevinin hatırlama ve hatırlatma olduğundan söz etmiştik. Kendimizi anlatırken birkaç kez değinmiştik buna.
Bir dergi okuyucusu olmanın ötesinde yazıyla daha derin münasebeti olanlar bilirler, bu bir zaaf değildir. Hangi alan üzerine olursa olsun, binlerce sayfa okusanız da tamamen yeni bir söze, yeni bir söyleme rastlayamazsınız çoğunlukla. Ama yeni öğrendiğiniz her şey sizin için yenidir. Unutup yeniden hatırladığınız sözler, fikirler de öyle. Bu nedenle olsa gerek “yineleme yenilemedir” denilmiş. Klişe laftır ama doğrudur.
Diğer taraftan, bilinen konuları daha önce düşünülmemiş bağlamlar üzerinden ele almak da o konuyu bir tür yeniden üretmek sayılabilir. Defalarca okuduğunuz bir kitabı bir kez daha ele aldığınızda daha önceki okumalardan farklı keşifler yapmanın şaşırtıcılığı bu yüzdendir. Kendi zihinsel ve psikolojik zemininizde değişmeler olmuştur çünkü; farklı anlama ve algılama bağlamı üzerinden okuyorsunuzdur.
Kitapseverlerin böyle arada bir dönüp dönüp okuduğu kitaplar vardır. Bu kitaplar her okumada bir başka anlam dünyasının kapısını açar onlara, vazgeçilmezlikleri bundandır. Bizde tasavvuf büyüklerinin kitapları böyledir. Mesnevi başta olmak üzere insan hakikatine ayna olan bütün hikmet kitaplarımız her defasında yeni bir okuma vaat ederler.
Tabii başta Kur’an-ı Kerim’i, Mevlâmız’ın mübarek kelamını çok ayrı bir yere koymak gerekir. O nasıl bir mucizedir ki, tek kelime anlamasanız bile her okuyuşunuzdan ayrı bir tat alırsınız. Gece okursunuz başka olur, seherlerde başka, günün akışına Kur’an’la bir mola verdiğinizde daha başka. Bazen müjdeli haberler almış gibi heyecanlanırsınız, bazen kalbinize serin sular serpilir, bazen de tarifsiz bir haşyet duygusuyla sarsılır, ürperirsiniz.
Tekrarlamak, hatırlamak iyidir yani, pek çok bakımdan iyidir. İbadetler de en azından biçim itibarıyla tekrardır. Gerçi layıkı veçhile yapanlar için sürekli bir yenilenmedir denilir, o başka…
Biz bu ay “Özgürlük ve Allah’ın Çizdiği Sınırlar” başlığını belirlerken yeni bir sözün ardına düşmek yerine, hayatî derecede önemli bulduğumuz bir hatırlatma yazısı sunalım istedik. Birlikte zihinlerimizi tazelemeyi hedefledik. Konuyu Ebubekir Sifil ve dergimiz yazı işleri ortaklaşa hazırladı.
Hayli serzenişte bulunduğunuz bir konuyla sözü bağlayalım. İnternette www.semerkanddergisi.com adresine girerseniz, grafik tasarımcımız Giray Arslan’ın elinden çıkmış hoş bir sürpriz sizi bekliyor. Ama henüz tamama ermedi, çalışmalar devam ediyor. Eleştiri ve taleplerinizi bekliyoruz.
Nisan sayımızda buluşmak üzere inşallah.